DENEDİĞİM ÜRÜNLER

27 Kasım 2016 Pazar

Artık YouTube Kanalımız da Var

Yeniden Merhaba,

İşlerim sebebi ile buraya vakit ayıramasamda yazmayı, bir şeyler araştırıp sizlerle paylaşmayı çok özledim. Sanırım bu özlemimi video çekerek youtube aracılığı ile daha kolay gidereceğimi düşünüyorum. Bu sebeple Kedi Beti ve bizim hayatımızı paylaşacağımız bir youtube kanalı açmaya karar verdim.

Kanal adımız: kedi beti

Bu kanalda ağırlıklı olarak Beti hakkında paylaşımlar yapacağım ve buraya uzun uzun yazmaya üşendiğim şeyleri paylaşacağım, umarım. Umarım diyorum çünkü bir heves başlayıp sonra bırakabilirimde :)) Bilmiyorum hep beraber göreceğiz..

Bu arada son durumlardan biraz bahsedeyim. Yaklaşık bir ay kadar önce Beti'yi kısırlaştırmaya karar vermiştik. Aslında 1 yaşını geçmesini beklemeyi planlıyorduk ancak kızgınlık dönemini çok sık ve ağır bir şekilde geçiriyor. Her yere çiş yapmaya başladı ve sürekli huzursuz,mutsuz. Veterinerimizle de durumu konuştuğumuzda bu şekilde bekletirsek bu defa kızgınlık döneminde girdiği stresin bağışıklığını olumsuz etkileyeceğini söyledi. Biz de bunun üzerine gerekli kan testlerini yaptırmaya ve sonrada ameliyatını yaptırmaya karar verdik. İlaveten corona virüsü için de test ettirdik...

Malesef çıkan sonuç pozitifti. Biz test ettirmeden önce zaten sulandırılmış bir şekilde virbagen omegayı günlük belli bir doz ağız yolundan  veriyorduk, iyikide veriyormuşuz. Sonuç bizi üzse de ameliyat ettirme kararımız değişmedi.

Aslında bir ay kadar önce ameliyat olacaktı fakat bazı beklenmeyen gelişmeler sebebi ile hala olmadı. Hikayenin devamını en kısa sürede youtube' dan paylaşacağım. Benzer durumları yaşayan kişiler oldu mu merak ediyorum...

Tekrar görüşmek üzere sevgiler,

8 Ekim 2016 Cumartesi

FİP Hakkında Türkçe Facebook Grubu Varmış

Merhaba,

Önceki yazılarımda fip'le mücadele ederken  oldukça faydalandığım ve üyelerinden yardım aldığım "Fipfighters" isimli yabancı facebook grubundan bahsetmiştim. Bu grubun bir bağlantısı olarak üyeleri türk olan bir faceboook sayfası kurulduğunu öğrendim Patigünlüğüm'nden . Buraya tıklayarak gruba ulaşabilirsiniz. Yada facebook arama çubuğuna Fip'li Kediler yazarsanız çıkıyor.

İnsanın bu dönemde yalnız olmadığını hissetmesi, birlikte mücadele verdiği insanlar ile iletişimde olması çok faydalı oluyor...

Bugün yine Miskin'i düşündüm bir sebepten, yine içim ezildi... Bir şeyleri yanlış  yaptım, iyi baktığımı sandım ama bakamadım diye düşünmekten kendimi alamıyorum. O kadar sağlıklı görünen bir kedi nasıl oldu da o hale geldi..İşten sonra her akşamüstü veterinere gidip kucaklardım onu..O kadar acı içinde yine de gıkı çıkmazdı hiç bir şeye...Ah Miskintoş ah..keşke zamansız bırakıp gitmeseydin bizi..

Herkese sağlıklı günler..


4 Ekim 2016 Salı

Kedi İnterferonu Nerede Bulabilirim?


Merhaba Arkadaşlar,

Bana yorumlarda en çok sorulan sorulardan birisi fip ve fiv tedavisinde kullanılması önerilen ( sulandırılmış hali şurup gibi bağışıklığı düşük kedilerde de kullanılabiliyor) tam adı "Virbagen Omega" olan Virbac marka ilacın nereden temin edilebileceği.

Bu ilaç özellikle FIV için kullanılıyor ama bir umut FIP hastaları için de kullanılması öneriliyor ve oldukça pahalı bir ilaç.

İnsan için üretilen interferonlar daha ucuz ancak kedilerin tedavisinde kullanılması önerilmiyor. İlaç pahalı olmasının yanı sıra Türkiye'de öyle kolay bulunmuyor. Biz Almanya'daki bir tanıdığımız aracılığı ile zar zor bulmuştuk.

Bu yazımı da Türkiye'de interferonlar hangi veterinlerde bulunuyor bu bilgiye herkesin ulaşabilmesi için yazıyorum. Biz kendi tedavimizde virbageni Bakırköy Veterine Kliniği Ece Paylan'dan temin etmiştik. Yazılan yorumlardan gördüğüm kadarı ile biz kullandığımız dönemde virbagen getirmekte sıkıntı yaşıyorken şu anda kolaylıkla getirtebiliyorlar.( Bu ilaçların soğuk zincir ile taşınması gerekiyor)

Bu satırları okumakta olan ve daha önce virbagen kullanmış olan okurlardan ricam virbageni nerede bulduklarını yorum kutucuğuna bırakmaları. Böylece Türkiye'nin her yerinde bu ilaca insanlar nasıl ulaşabilir buraya yolları düşerse görebilsinler. Hasta kediler için erken tedavi ve ilaca düzenli ulaşım çok önemli.

1. Bakırköy Veteriner Kliniği- Ece Paylan - İSTANBUL
2. Yeşilköy Beyaz Pati Veteriner Kliniği - İSTANBUL
3.
4.


Sevgiler,

3 Ekim 2016 Pazartesi

Yanlış FİP Teşhisleri


Merhaba Arkadaşlar,

Bugün yazılarımdan birine gelen bir yorum beni gerçekten çok etkiledi ve yanlış FİP teşhisleri adı altında bir bölüm açmanın çok gerekli olduğuna karar verdim. FİP'le ilgili araştırma yaparken öğrendiğim Dr. Addie'nin sayfasında FİP teşhislerinin %80'inin başka bir hastalık olduğunun ortaya çıktığı yazıyordu ve daima teşhisin iki kez kontrol edilmesi öneriliyordu. http://www.catvirus.com/treatment.htm#Diag

Facebookta bulunan FİP grubunda bu konu ile ilgili zaman zaman kedisinin FİP olduğunu zanneden kişiler sonrasında veterinerlerinin yanlış teşhis koyduğunun gittikleri farklı bir veterinerin doğru teşhis koyarak durumu çözdüğünden bahsediyordu. Özellikle belirtmek istiyorumki bu yazım ile niyetim veterinerlere karşı güveninizi kırmak değil,  kedinize çabucak fip teşhisi koyup yapacak hiç bir şey yok diyerek hemen uyutmayı öneren veterinerlere karşı güveninizi kırmak. Onun dışında veterinerlerimiz kıymetlimiss ;) Elbette uyutmak bir tercihtir doğrudur, yanlıştır, kimi zaman merhametli olandır ama hastalıktan emin olmadan asla erken davranıp tek veterinerin sözüne bakılarak yapılmamalıdır bence. Neden mi? Nedeni çok basit ve doğal, veterinerlerde insandır ve hata yapabilirler. İnsanlar için bile sıklıkla yaşanabilen bir durum ki ağzı dili olmayan oram buram ağrıyor bile diyemeyen kediler ve köpekler için yanlış teşhis çok daha olası.

Sonuç olarak bu başlık altında bundan sonra yorumlarda yazdığınız yanlış teşhis hikayelerine yer vereceğim ve ana başlık olarak FİP'in hangi hastalık ile karıştırılmış olduğunu yazacağım. Böylece burayı okuyan kişiler için kendi durumlarına yönelik  hep beraber bir kontrol listesi oluşturmuş olacağız. Böylece  veterinerinize buradaki hastalıkların kendi kedinizde olup olamayacağı konusunda danışabileceksiniz. Lütfen yolunuz bu yazıya düştüyse ve daha önce yanlış teşhis durumu yaşadıysanız kısaca yorum bırakın yeter. Yorumlar geldikçe yazının içerisine ekleyeceğim.

Önceliği tabiki beni şok eden yoruma bırakıyorum.

can
arkadaşlar lütfen dikkatli okuyun kedimi daha önce belirttiğim gibi 2 veterinar fip teşhisi koydu.bugün kedimin yeneden içmeden kesildiğini görünce veterinerlerin tavsiyesi ile daha fazla acı çekmemesi için uyutma kararı aldım.bu kararımı yurtdışında yaşayan akrabalarımla paylaştım.onlar ısrarla röntgen çektirip röntgeni whatsapla kendilerine yollamamı ve ordaki veterinere göstereceklerini söylediler.ben kwdimi bugün uyutma kararı ile veterinere götürürken birden yolumu degiştirdim ve özel bir veteriner kliniğinde röntgen ve ultrason a soktum.benim kedime fip teşhisi koyan 25 yıllık veteriner...ve sıkı durun ultrason ve röntgen sonucu kedim hamile çıktı ve fip ile uzaktan yakından ilgisi yok.allahım onu bagışladı bana..fakat bu veterinerler ultrason bakmadan ve rçmtgen çekmeden benim kedimin karın şişliği yüzünden fip teşhisi koydular ve uyutma kararı aldılar.bunlar vicdanları ile nasıl hesaplaşacaklar.fip teşhisi koyan veterinere ultrason ve rçntgen sonucunu gösterdiğimde bana tıpta böyle hatalar olabilecegi yönünde kendini savunuyor.onu allaha havale ediyorum .tüm kedi besleyenler size sözüm mücadeleyi bırakmayın ve bir veterinere sabit kalmayın.admin senden ricam bu mesajımı mutlaka yayınla ama mutlaka .bu esnada kedimin karnında 8 tane bebek tesbit edildi çok mutluyum

-Kediniz hamile olabilir. Çok ekstrem bir durum ama işte yukarıda okuduğunuz üzere olabiliyor.


harbidilek
Slm arkadaşlar fip hastalına benim kızım müezzada yakalandı ıslak fip denildi ve bir hafta ancak yaşar denildi ve şu an tam 3 ay oldu yaşıyor kilo aldı iştahı yerindemoynayıp zıplıyor bugünmtekrar test yaotırdım pozitif çıktı yani fipi atlatmış ama virüsü taşıyor yine ilk teşhiste ciğerlerinden suyu çekmişlerdi herkese şifa diliyorum çok zor bı hastalğa yakalanan yavrularımız
-Yorumdan gerçek hastalığın ne olduğu anlaşılmasada 1 haftalık ömür biçilen kedicik sağ sağlim yaşıyor. Umudu koruyabilmek zor, ama mucizeler her zaman olabilir...


imaj kaynağı için tık

Sevgiler,









31 Mayıs 2016 Salı

Instagram ve Snapchatteyiz

Merhabaaa,

Umarım görüşmeyeli herkesin keyfi yerindedir. Şu son bir kaç günde hava birden ısınıverdi, işe gitmek zor gelmeye başlar oldu. Bu hafta cuma günü sorumlu olduğum bir etkinlik sebebi ile de olağanüstü bir iş yoğunluğum var. Yine de ufak bir nefes alıp bir post gireyim dedim.

Bundan sonra instagram ve snapchatte biraz daha aktif olmaya Beti ile ilgili verdiğim mamaları, vitaminleri, triplerini, hallerini oradan paylaşmaya karar verdim. Sanırım böyle çok daha pratik olacak.

Miskincim henüz hayattayken instagram hesabımı onun adına almıştım. Instagram kullanıcı adım kedi_beti . Snapchatteki ismim ise kedibeti. Bu iki hesaptan bizi takip edebilirsiniz.

Önümüzdeki hafta ufak bir operasyon geçireceğim için bir hafta evde olacağım, yazı yazmak için umuyorumki çoook vaktim olacak arayı artık o zaman kapatırım..

Sevgiler.


15 Mayıs 2016 Pazar

Günde 1 Öğün Yaş Mama

Merhaba,

Bu sıralar işlerim çok yoğun pek fazla bloğa yazı hazırlamak için vakit ayıramıyorum çünkü akşam zar zor eve geldikten sonra ancak betiyi oynatıyorum ve yorgunluktan resmen sızıveriyorum. Önümdeki yarım saat içerisinde bu yazıyı tamamladıktan sonra tekrar Betişle bir akşam maçı yapıp Pazartesi için hazırlanmaya başlayacağım. ;) Perşembenin tatil olması beni acayip motive ediyor şu anda.

Bu yazımda mamalardan bahsedeceğim. Betty 'ye kuru mama olarak Royal Canin Baby Cat 34 ile başlangıç yaptık ama sonra veterinerimizin önerisiyle Orijen Cat&Kitten aldık ve ikisini karıştırarak veriyoruz. Bir sonraki mamasını farklı bir mama almayı düşünüyorum çünkü Orijen hakkında da olumlu olduğu kadar olumsuz yorumlarda dönüyor. En iyisi her şeyden azar azar. Sizin bu konuda yorumlarınız varsa öğrenmeyi çok isterim, yada önereceğiniz bir marka.

Yaş mama konusunda ise Hills'in tavuklusu ile başlangıç yaptık , yiyor ama hep tabakta bırakıyordu .Zaten içeriğinde mısır unu var ve bu pek içime sinmedi artık almıyorum. Shiny Cat'in Tuna'lı olan konservesine bayılıyor.  Onu çeyrekler halinde veriyorum. Eve geldiğimde biraz oynattıktan ve karnını acıktırdıktan sonra ilk çeyrek, açtığım konserveyi hemen buzdolabına koyuyorum. Akşam yatmadan bir süre önce konserveyi dolaptan çıkarıyorum. Bu noktada eğer acelem varsa  soğuk mamayı tabağına koyup tabağını sıcak su dolu bir kaba  yerleştiriyorumki mama hızlıca oda sıcaklığına gelsin. Eğer vaktim varsa bir 30 dk içinde oda sıcaklığına geliyor zaten. (Yaş mamalar asla dolaptan çıktığı gibi soğuk verilmemeli, minimum oda sıcaklığında verilmelidir). Kediler içgüdüsel olarak yemeklerini ılık yemeyi daha çok seviyorlarmış. Sonuçta doğada olsa avlanır avlanmaz sıcak sıcak fareleri götürüyorlar :)) Geri kalan yarım konserveyi yine dolaba koyuyorum. Kalan iki çeyreğide ertesi gün veriyorum. Sürekli aynı konserveyi vermemeye çeşitlemeye çalışıyorum ki sıkılmasın. Sonuçta kendimizden pay biçersek her gün aynı menü bize nasıl cazip gelmez ve heyecanlandırmazsa bu onlarda için de geçerli diye düşünüyorum.

Muhtemelen yetişkinliğe geçtikçe çeyrek olarak verdiğim porsiyonlar yarıma dönüşecektir. Şu anda yavru ve miğdesi küçük zaten bir oturuşta yiyebileceği miktar belli. Çeyrek çeyrek vermemin bir diğer sebebi mamayı yiyemezse mamanın bozulacak olması ve 30 dakikadan fazla bekleyen mamaların zararlı bakteri yuvasına dönüşmeleri. Bu sebeple hemen bir solukta yiyebileceği mamayı vermek ve kalanı hiç bekletmeden buzdolabına koymak önemli.

Buzdolabına koyarken kokusu çıkmasın diye konserveyi  öyle ağzı yarı açık koymuyorum, hemen bir buzdolabı poşeti içerisine yerleştirip poşetin ağzını sıkıca büküyorum.Yoksa buzdolanın içi leş gibi kokar.

Geçtiğimiz günlerde hepsiburada.com 'da pet ürünelerine kargo bedavaydı. Kaçırırmıyım hiç, sanicat kumlar en ucuz orada olduğu için hemen sepete iki torba kum attım, sonra Petstages'in hep almak istediğim muzu vardı onu aldım, geri kalan alışverişim ise yaş mama oldu.

Sitede bulunan tüm markaların içeriklerini  ve fiyatlarını inceledim ve bence en uygununun Shiny Cat olduğuna karar verdim. Tüm çeşitlerinden attım sepete. Bir kere  diğerlerinden oldukçada ucuzdu. Bu durum bana acaba son kullanım tarihleri mi yaklaştı diye düşündürttü ama ona da gelince bakacağız artık.Yanlış hatırlamıyorsam 2.75 TL gibi bir fiyatı vardı.

Daha kalitesiz olan pek çok mama 5 TL civarındaydı.Kalitesiz demeyeyim ama içerisinde neredeyse %4 oranında tavşan var ama ambalajında tavşanlı mama yazıyor. Shinycat'te ise %47 ton balığı yazıyor. Arada on kat fark var. Tabi elbette kimbilir hangi kısımları var o %47 içerisinde ama işte artık görece en iyisini seçmeye çalışıyorum



Hemen Shiny Cat'i ve diğerlerini beraber inceleyelim isterseniz.Bu kısım şimdilik bir başlangıç vakit buldukça aşağısını düzenleyeceğim ve daha anlaşılır hale getireceğim.



İçerik : Balık ve balık yan ürünleri (ton balığı %47) ,tahıllar,bitkisel ve hayvansal yağlar,mineraller,sebze türevleri
Analiz değerleri: Ham Protein %13,5, Ham Yağ %1,5, Ham Lif  %1.00, Ham Kül %2,0, Nem % 83.00, kalsiyum 0,18 %, fosfor 0,15 %

%13.5'lik protein kaynağının %47'lik ton balığından gelmesi benim için iyi görünüyor.

Bir de diğer mamalarınkini inceleyelim.





İçindekiler:Tavuk, Domuz, Somon, Bezelye proteini konsantresi, Manyok Nişastası, Mısır Nişastası, Kurutulmuş tüm yumurta

Analiz Değerleri: Nem: %79,0 Ham Protein: % 9,3 Yağ: % 5,4 Ham Lif: %0,6 Ham Kül: %1,7 Kalsiyum %0,27 Fosfor %0,24 Sodyum %0,10 Magnezyum %0,03 kg başına: Vit E 130mg, Vit C 20mg, Beta Karoten 0,35mg

Benim burada tek hoşuma gitmeyen mısır kısmı onun dışında bu mamanında içeriği dengeli gözüküyor ama protein oranı 3'te 1 daha az Shiny Cat 'e göre.





İçindekiler : Et ve hayvansal türevleri, tahıllar, bitkisel protein ekstratları, bitkisel orjinli türevler, süt ve süt türevleri, bitkisel ve hayvansal yağlar, mineraller, maya. 

Analiz Değerleri :Ham protein % 12,0, ham yağ % 4,00, ham lif % 0,60, ham kül % 1,50, vitamin A 20.700 IU, vitamin D3 270 IU, vitamin E 108 mg, bakır 5,5 mg.


İçindekiler:Tavuk göğsü, Peynir, pirinç, Su
Analiz:Protein %12, Yağ %2, Kül %2, Seluloz%1,5, Nem %83

Britcare' de içerik olarak temiz olduğunu düşündüğüm ve aldığım mamalardan ancak shiny cat'e göre o gün baktığımda pahalı olduğu için almadım .

Diğer markaları da ilave ederek yazıma devam edeceğim buna ilk kısım diyelim.
Tekrar görüşmek üzere...









12 Mayıs 2016 Perşembe

Kedi Betinin Kardeşleri Yeni Yuvalarını Bekliyor

Merhaba,

Bugün sizlerle bir sahiplendirme ilanı paylaşacağım. Kedi Beti' nin iki kız kardeşini daha önce alacağını söyleyen kişiler iş ciddiye binince vazgeçmişler. Bu sebeple şimdi bu minnoşlar yeniden yuva arıyor.

Sahiplenmek isteyenler kedimibeklerken@gmail.com adresine mail atarlarsa kendilerine  kedilerin sahibi Betül Hanımın cep telefon numarasını ileteceğim. Böylece detayları kendisi ile konuşabilecekler. Bebekler 20 Şubat doğumlu, 20 Mayıs' ta tam 3 aylık olacaklar. Anne ve babaları ev kedisi ve çok sağlıklılar. Babalarının adı Azman, anneleri ise Batman (çünkü siyah maskesi var :), sahiplendiklerinde erkek sanıyorlarmış).İkisi de birbirinden cana yakın, kucak delisi kediler. Annesi onlara öyle güzel bakıp beslemiş ki, niyetiniz varsa kaçırmayın derim.

Yazmama gerek yok ancak çocuk ve öğrencilere sahiplendirme yapılmayacak ve bir sahiplendirme sözleşmesi karşılığı bebişler teslim edilecektir. Bu arada Betül Hanımlar Bakırköy' de oturuyor.

Şansları açık olur umarım, aslında eşim razı olsa birini daha ben almaya hazırım ama ikna etmek ne mümkün :/.Bu bebeklerin ikisini birden, birlikte sahiplenecek bir aile çıksa ne güzel olur...

İşte bebetoların fotoğrafları...






Bu koca totolu dev kedi babaları Azman oluyor :))

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Kedi Beti


Merhaba,

Bir süredir yazamadım çünkü evimizin en yeni üyesi ile meşgul oluyordum. Şimdilik adına kesin karar veremedik ama kendisine Betty- Beti olarak sesleniyoruz. Annesinin ismi Batman. Siyah maskesi olduğu ve başta erkek olduğunu sandıkları için bu adı vermişler. Bizimki de anasının gri versiyonu, orjinal adı Fantom arada öyle de seslenmeye devam ediyoruz ama annesinin isminden yola çıkarak söylemesi daha kolay olsun diye Beti diyoruz. Hatta ruh haline göre çirkin beti, rambo beti, çılgın betiş olarak çeşitleniyor bu isimler :D

Her yavru kedi gibi zıp zıp hiç yerinde durmuyor. Hatta biraz fazla enerji dolu, koşarken çok fazla çarpıyor etrafa,  yükseklerden atlıyor, benim içim gidiyor bir yerini kıracak diye çok korkuyorum.Tüm ısrarlarıma rağmen eşimi kardeşini de almak konusunda ikna edemedim. Belki biraz büyüyünce ikna olur diye umutlanıyorum artık. Ama Beti yalnızda olsada oyalanabilen bir kedi, kendi kendine oyun yaratmada çok başarılı. Hiç etrafı tırmalaması falan olmadı. Tek sorun laptoplara rahat vermemesi, iki yazı yazmak mümkün değil hemen üstüne zıplıyor ve hiç çekilden durdan anlamıyor :)

Betinin annesi ve babasında herhangi bir rahatsızlık olmadığı ve evde doğmuş olması sebebi ile Beti'ye hemen test yaptırmadım. Ama bu aşamada sanki corona virüsü taşıyormuş gibi beslenme planını ona göre şekillendirmeye karar verdim. Bu sebeple veterinerimizden bağışıklık sistemine yönelik kullanacağımız takviye gıdalar konusunda bilgi aldım. Bu takviye gıdaların fiyatları oldukça yüksekmiş ama sonradan hasta olacağına, keşke elimden geleni yapsaydım diyeceğime şimdiden bu harcamalara bütçe ayırmaya karar verdim. En azından büyüme döneminde ve şu kısırlaştırılma dönemi geçene kadar bu konuda maddi limitleri zorlayacağım.

Geçen hafta birinci karma aşısını oldu, iki hafta sonra ikinci dozu olacak, aynı zamanda kan testi de yaptırmayı planlıyorum. Herhangi bir anormallik var mı bir görmekte fayda var. Biraz canını yakacak bir işlem ama bir rahatsızlığı varsa erkenden tespit etmek sanırım bu aşamada daha önemli .Sakınan göze çöp batar bu sebeple ben de çok abartıp üstüne düşmek istemiyorum aslında. Ama nadirde olsa hapşırıyor mesela ve bu beni biraz korkutuyor ve düşündürüyor bağışıklığı ile ilgili. Veterinerimiz alerjik de olabilir dedi bakalım önümüzdeki günlerde umarım sebebini çözeriz.

Yakında farklı konularda yeni yazılar ile burada olacağım, tekrar görüşünceye dek hoşçakalın






13 Nisan 2016 Çarşamba

Hazırlıklar Başladı

Yarın büyük gün.. Yeni kediyi almaya gideceğiz. Hem heyecanlıyım ama hem de içim sızlamıyor değil. Aklıma getirmemeye çalışıyorum ama kendimi Miskin' e ihanet ediyor gibi hissediyorum. Siz de böyle hissettiniz mi ? Keşke ama keşke hiç bunları yaşamasaydık o bizimle birlikte olsaydı...Onun yanına bir kardeş alıyor olsaydık ..Bu dilekler faydasız ama dile getirmeden duramıyorum işte neyse..

Ufaklık gelmeden her şey hazır olsun istedim, tüm malzemeler tamam gibi. Az sonra tuvaletini kurulayıp içine kumunu da boşaltacağım. Kedi ağacını yalnızca 1 metre yükseklikte kurdum yüksek olursa düşer diye korktum. Birde unutmadan %70 alkol solüsyonu ile suyu yarı yarıya karıştırıp ev yapımı bir dezenfektan ile her tarafı koltuklar dahil şöyle bir fısfıslamayı düşünüyorum. 1 sene kadar dayanmaz mikrop falan ama olsun yine de fazladan bir dezenfeksiyon zarar getirmez yeni mikrop varsa onları da öldürmüş oluruz. Hatta bu dezenfeksiyon olayını ara sıra tekrarlamayı düşünüyorum.

Aldığım ıvır zıvırlar ise böyle oldu


 Sanicat'in bakterileri öldürdüğünü iddia ettiği bir kumu var. Bana bundan sonra böyle kumlarla gelmeleri lazım. Hele virüs öldüren kumlar varsa isterse 5 katı fazla ödeyeyim yine onlardan alırım. 



Kuru mamayı daha önce memnun kaldığımız Royal Canin Baby Cat 34 aldım yine.Miskin çok severek yemişti kuzum benim.


  Yeni kedinin kendine ait yeni oyuncakları olsun diye düşünerek biraz ıvır zıvır bir şeyler aldım.


Bu sopa çok süper bir şey.


Olmazsa olmaz tuvalet önü paspası . Tuvalet modelimiz yine aynı, Savic marka kapalı tuvalet.Daha önce onunla ilgili bir yazım var.


Vitamin şart. Yalnız aslında Virbac marka macundan almak istemiştim veterinerimizin önerisi bu yönde ama Türkiye'de o marka bulunmuyor malesef. Bende Gimpet'in macunundan almak zorunda kaldım. Zaten bu hafta sonu beslenmesi ile ilgili bir plan hazırlamayı düşünüyorum. Verilmesi gereken besinleri ve sıklıkları bir kağıda not alıp buzdolabına asıcam. Aslında benzer bir derlemeyi kendi beslenmemiz için de yapmam lazım. İşim çok..



Bu küreğin bu kadar büyük geleceğini düşünmemiştim.Önceki küreğe göre oldukça büyük belki tuvalet temizlik faslını kısaltabilir. Deneyimlerimi paylaşırım sizinle 


Ev gibi duruyor ama aslında bu bir taşıma kutusu. Daha önce Miskin'i son görüşüm taşıma kabının içinde olmuştu. Klasik plastik önü telli olanlarlardan o yüzen öyle bir kap almak istemedim, o görüntü aklımdan çıkmıyor farklı şekilde bir şey olmasını istedim. Bu defa katlanıp iç içe geçip küçülebilen kumaş bir model tercih ettim. Artısını eksisini kullandıkça sizinle paylaşırım.




Şimdilik bizdeki haberler böyle. Acaba iyi mi yapıyorum kötü mü yapıyorum bilmiyorum. Çünkü senesinin dolması ile birlikte bu sıralar daha da çok aklıma düşüyor Miskin. Özlüyorum onu çok...Bu kediciğin gelmesi umarım bizi daha çok üzmez ... 

Hem çok heyecanlıyım hem de çok korkuyorum. 

M



11 Nisan 2016 Pazartesi

1 Yıl Sonra Yeniden

Miskin'i kaybedeli neredeyse 1 yıl oldu. İtiraf edeyim zaman bile acısını hafifletmede çok başarılı olmadı. Çok isteyerek sahiplenirken bile bu kadar çok seveceğimi, yokluğunun beni bu kadar üzeceğini düşünmemiştim. Hayatta hiç bir şeyin garanti olmadığını her an her şeyin değişebileceğini acı bir şekilde hatırlattı bana. Biraz da hastalığın kötü bir seyri olması da hem onu hem bizi çok yıprattı. Son bir senede biraz daha soğudu acımız ama hala sızlıyor içim.

Amerika konusu malesef olmadı, ufak bir aksilik çıktı ama çok üzüldüğümü de söyleyemeyeceğim. Aman ne yapalım dedim ben de ertelediğim her şeyi yaparım canıma minnet :). Ve kararı verdik yeni bir kedicik sahipleniyoruz...

 Veterinerimiz aracılığı ile evde doğmuş çok tatlı dört yavruyu görmeye gittik. Ben iki diye tuttursam da eşimi ikna edemediğim için aralarından grili beyazlı  bir yavruyu sahipleniyoruz, tam delişmen bir tipe benziyor. Cin gibi gözleri var, insan annesinin dediğine göre çok zekiymiş ve planlı hareket ediyormuş :).

Tam sütten kesilsin diye 10 gün sonra almaya karar verdik. Bu perşembe veterinere almaya gideceğiz. Bu arada bu sefer kızımız olacak. Bugün gerekli malzeme, oyuncak alışverişlerini yaptım. O gelmeden her şeyi hazır olsun istiyorum. Eşim bir süredir evden çalışıyor. Yani kedicik evde yalnız kalmayacak birbirlerine göz kulak olacaklar bu sebeple içim daha rahat. Malesef kısa bir süredir sağlık sorunları yaşıyoruz ve morale bu dönemde hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Umarım minnoş şansı ile gelir...

İşte bende son gelişmeler böyle, güzel  haberlerle tekrar görüşmek üzere kendinize iyi bakın gelişmeleri paylaşmaya çalışacağım.

Sevgiler,

M

27 Mart 2016 Pazar

Hikayenizi Benimle Paylaşın

Merhaba,

Yaz geliyor ama biz karanlık ve zor günler yaşamaya devam ediyoruz ülke olarak. Her patlamadan sonra bugün de ölmedik şanslıyız diyoruz. Hayatını kaybeden masumların arkasından ağlıyoruz, annelerin, yakınlarının acılarını hissediyoruz, elimizden başka bir şey gelmiyor malesef...

Neyse konuyu dağıttım topluyorum...

Eğer burada hikayesini paylaşmak isteyen kedi, köpek dostları var ise bloğumun herkese açık olduğunu bildirmek isterim. İster kaybettiğiniz meleklerin hatırası, ister hastalıktan kurtardığınız canların hikayesini kedimibeklerken@gmail.com  adresine gönderirseniz bloğumda yayınlayabilirim.

Keşke ben hikayemde mutlu sona ulaşmış olsaydım da size bir ışık tutabilseydim, bir tedavi bulsaydık ama malesef olmadı. Belki sizlerin arasında zorlu hastalıkların üstesinden gelenler vardır (Yorumlarda bazen iyileşen kediler olduğunu okuyorum ve çok mutlu oluyorum).  Yada yanlış teşhisler ile karşılaşanlar ve bu konuda tavsiyesi olan kişiler olabilir . İnanın bu bilgiler çok kıymetli, paylaşmak lazım ki herkes öğrensin aynı hatalara düşmesin.

Daha aydınlık günlerin gelmesi umuduyla, sevgiler..

M








13 Mart 2016 Pazar

Biraz Değişiklik Yaptım

Merhaba!

Bloğu açtığımdan bu yana neredeyse 1.5 yıl oldu. Bu 1.5 yıl içinde çok şey oldu, hayat değişti ben değiştim. Dolayısıyla bloğumu da yenilemeye genel yazı konseptini biraz değiştirmeye karar verdim.
Artık biraz daha "plog" tadında olacak :) Neymiş bu plog derseniz, yazı ağırlıklı değil resim ağırlıklı anlatımlara plog deniyormuş.  Bazen bir günlük gibi eski yazılarımı okuyorum, insanın geçmiş duygularını hatırlaması notlar alması gerçekten çok güzel bir şeymiş. Miskin hakkında o kadar çok yazı yazmasam, zaman bana bazı detayları unutturacaktı ama ben onun hakkında yazdığım güzel yazıları okuyup gülümseyebiliyorum şimdi. Hastalık dönemini ise unutmaya çalışıyorum diyelim çünkü bazı şeyleri unutmak mümkün olmuyor.

Böyle bir girişin ardından bu hafta sonu neler yaptım onları yazayım.

Cumartesi sabahı kahvaltıdan sonra işe evdeki sökükleri dikerek başladım. Arka planda da Kiralık Aşk izledim. İşin gerçeği ben pek Türk dizisi izlemem ama bu dizi hem komik, hem kafa dağıtıyor özellikle yemek yaparken, ev işi yaparken, gece yatmadan iyi geliyor, başladık bakalım ..



Sökük dikme işleri bitince karnım acıktı. Ben de haluj yapmaya karar verdim. Bilmeyenler için Haluj bir çerkez yemeğidir. Genelde patatesli yapılır ama biz peynirli ve soğanlısını yaparız. Tarif çerkez olan annemin babanesinden kalma. Bizim evde çok sık yapılır ve damağımız alıştığı için midir nedir bütün aile bayıl bayıla yer. Buraya da hemen basitçe tarifini bırakayım.



Hamur için 2-3 Bardak Un, 1 Yumurta, 1 Çay Kaşığı Tuz, Birazcık Yağ
Tüm malzemeleri yoğuruyoruz ve 5 dk kadar dinlendiriyoruz.

Hamur dinlenirken hemen içini yapmaya başlıyoruz. İki orta boy soğan, yada 3 küçük soğan, 100-150 gr beyaz peynir, göz kararı kırmızı Toz Biber, yine göz kararı nane.. Soğanları rondodan geçirip yarım çay bardağı yağ döktüğümüz tavada soteliyoruz. Soğanlar ölünce ocaktan alıp henüz sıcakken beyaz peyniri ve baharatı ekliyoruz ve karıştırıyoruz. Aşağıdaki fotoğrafta henüz kırmızı toz biberi eklememişim.




Sonra hamurlar bezelere ayrılır ve 2-3 mm kalınlıkta yuvarlaklar şeklinde açılır. Boyutlarını aşağıdaki fotoğraftan çıkartabilirsiniz. Açılan yuvarlakların ortasına içten bir tatlı kaşığı eklenir ve yarım daire şeklinde kapatılır. Uç kısımlarına bastırılır ve kıvrılır.




Sonra kaynamakta olan bir tencere suya halujlar salınır ve 10 dakika kadar haşlanır. Aşağıdaki tavanın içinde tatlı biber eklenmiş harcı görebilirsiniz.



Aşağıda gördüğünüz üzere halujlar fokur fokur kaynıyor. Bu arada verdiğim tarif yaklaşık 3 kişilik ama biz iki kişi bitirebiliyoruz :). Afiyet olsun, tarifle ilgili sorunuz olursa yada detaylandırmamı isterseniz lütfen yorum kutusuna not bırakın. Bu güzel yemeği herkes bilsin yesin isterim.


Pazar günü ise klasik kahve ve kitap keyfi yaptım.


Bu arada her zaman Jacobs filtre kahve içerdim ama geçtiğimiz hafta Gloria Jeans'ten fındıklı bir kahve aldım. Gerçekten çok güzel kokuyor. tavsiye ederim :) Daha önce Starbucks'tan kahve almıştım ama pek beğenmemiştim.




Öğlen için karnım acıkınca pırasalı börek yapmaya karar verdim. Aşağıdaki fotoğrafta pırasalı böreğin içini görüyorsunuz.




Aşağıda da böreğin kalan parçaları, nasıl bir açlıkla saldırdıysam :)




Şu öve öve bitirilemeyen, MAC marka rujlara alternatif olarak gösterilen hatta daha iyi denen Golden Rose Velvet Matte rujlardan ben de alayım dedim.

Soldan sağa 27, 16 ve 12 numara



Aşağıdan yukarıya 27,16,12 numara.


27 gerçekten çok güzel bir şeftali rengi, 16 biraz daha koyu kiremite çalan bir şeftali. 12 numara ise koyu bir pembe. Normalde fiyatı 17 TL' ydi. İnternette fiyatının 10 TL' ye düştüğünü görünce daha fazla bekletmeden alayım dedim. Son günlerde kozmetiğe fena merak sardım. Sürümü çok güzel değil, mat olduğu için formülü gereği sanırım bu tarz rujlar böyle oluyor. Altına kesinlikle bir nemlendirici sürmek gerekiyor.  O zaman çok daha rahat dağılıyor. Bu rujlar beni uzun süre idare eder. Fiyat/performans açısından kesinlikle değer. Her bir ruj için Golden Rose bir de oje hediye ediyor. Yani oldukça karlı oldu bu alışveriş.

Şimdilik hafta sonum bu kadar. Bu akşam yapacaklarımı da daha sonraki bir post ile yayınlarım çünkü planlarım var :)

Bu arada Amerika için başvurumu yaptım. Şu an artık top karşı tarafta heyecanla bekliyorum. Artık belli olsunda bende hayatımla ilgili bir planlama yapmak istiyorum. Başvurmaya karar verdiğimde  bu kadar heyecan yapacağımı düşünmüyordum...Beni en çok belirsizlik yordu bakalım kısmet :)

Ben bir çay demleyeyim de sıcak sıcak içeyim, bu hafta havalar soğuyormuş sıkı giyinin !

Sevgiler,

M








20 Şubat 2016 Cumartesi

İz Tv Kedici Programı ve Bekleyiş

Bugün sabah rastgele kanallar arasında dolaşırken İz Tv 'de "Kedici" programına rast geldim. Nasıl mutlu oldum anlatamam. İlk defa izledim ve benim çok hoşuma gitti  program formatı.

Farklı kedi sahipleri ve kedilerinin komik hikayelerini izleyerek güldüm. İz Tv Digitürk kanal 182' de yayınlanıyor. Uydu yada D-Smart' ta da olabilir.

Program detaylarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.iztv.com.tr/kusaklar/program-bi-kedi-gordum-sanki

Çekimler Ankara'da bulunan kedi hastanesinde yapılmış. Benim izlediğim bölümde bir tane minik sarı kedi vardı resmen dişlerim kamaştı, ağzım sulandı diyebilirim :) Denk gelirseniz izleyin mutlaka :)

Başlıkta yazdığım "Bekleyiş" ise Amerika'ya gidiyor muyuz gitmiyor muyuz onun bekleyişi...

Geçtiğimiz hafta gitmek istediğim okula başvurumu gönderdim. Bu hafta muhtemelen olumlu yada olumsuz dönecekler. Başvuruyu yaptıktan sonra çok garip duygular içerisine girdim. Dün kedi sahiplendirme sitelerini gezdim mesela. Eğer olumlu olursa çok sevineceğim, benim için bir hayal gerçek olmuş olacak. Ama öte yandan kabul edilmezsem ve Türkiye'de kalacağımız kesinleşirse kedi sahiplenmeyi planlıyorum bu yüzden de çok heyecanlıyım. Yani hem olsun istiyorum, hem bir yandan da olmasın istiyorum.

Miskin'i hala özlüyorum. Her gün aklıma geliyor bir sebepten. Aslında yeni bir kedi sahiplenmek ile ilgili korkularım da yok değil. İnsan doğasının bir parçası gereği sürekli kıyaslar mıyım diye düşünüyorum mesela. Benim oğlum çok uslu çok iyi huylu bir kediydi, gece miyavlamaları dışında :). Yeni gelecek kedi nasıl olacak kim bilir... Eşim sevecek mi mesela.. Onun sevgisi Miskin'e karşıydı.  Yeni kedi almamıza da en çok o karşı çıkıyor. Ne çabuk unutuyorsun Miskin'i diyor. Ben bir daha aynı kaybı yaşamak istemiyorum sen nasıl göze alıyorsun diyor. Aslında bende korkuyorum ama hepimiz ölmeyecek miyiz zaten, hangimizin garantisi var ki ? Yada birbirimizi kaybetmeyecek miyiz? Kendimizi, Annemizi, babamızı, söylemek istemiyorum ama çocuklarımızı ..

Hayat bu kadar endişeyi taşımak ve bir şeylerden korkmak için çok kısa değil mi sizce de?

Zaten her yaşadığımız an aslında bir mucize ve kutlanması gereken bir zaman değil mi ? Neyin garantisi varki şu hayatta kendimizi maddi olarak bu kadar bağlıyoruz. Bir evimiz olsun diye yıllarca maaşımız kadar taksitler ödüyoruz. Yeri geliyor boğazımızdan, gezmemizden, eğlenmemizden  kısıyoruz. Hayatı bu kadar kesin gördüren ne bize acaba ? Ben artık sevdiğim , eğlendiğim şeylere öncelik veriyorum. Elbette söylemek istediğim şey "Ağustos Böcekliği" yapalım, değil içimizdeki "Karınca"yı kaybetmeyelim ama hala yaşıyorken hayattan da keyif almayı bilelim. Kendimizi mutlu edelim. Eşimiz, çocuğumuz yada başkaları için değil ilk önce kendimiz için yaşayalım. Kendi ruh sağlığımız yerinde olursa, mutlu olursak zaten etrafımızı da mutlu etmez miyiz?

Benim son zamanlardaki ruh halim böyle. Belki 30 yaşına girmiş olmak bu düşünceleri depreştirmiş olabilir. Zaman artık daha hızlı akıyor gibi sanki , vakit kaybetmek istemiyorum :)

Herkese mutlu ve patili cumartesiler,

M







28 Ocak 2016 Perşembe

Biz de Giller Takvimindeyiz

Merhaba,

Daha önce yazdığım bir yazı da bahsettiğim Giller Takviminde biz de 2016 için yerimizi almışız.
Miskin' in hastalığı ortaya çıkmadan önce başvuruyu göndermiştim, takvimde yayınlandı ama ne acı ki oğlum şimdi yok...Bilseydim ön yazısını daha özenli yazardım önümüzde daha çok seneler var diye bir heyecanla karalayıp göndermiştim :(

Kulaklarının önündeki minik taç tüylerini sevdiğimin kedisi, çok özledim çok.. Şöyle bir sarılsam, bir koklasam ne çok isterdim bizimle olsaydı hala. Yarın doğum günüm, ne dilek dilesem diye düşünürken Miskin aklıma geldi. Keşke ölmeseydi dedim.. Benim bu yılki doğum günü dileğim daha az kediciğin fip'ten ölmesi için bir çare, bir tedavi bulunması artık...






9 Ocak 2016 Cumartesi

Mutlu Kedi Happy' nin Anısına

Uzun zamandır buralara uğrayamadım. Malum bir yandan iş yoğunluğu, bir yandan kişisel tembellik. Yorumlara mümkün olduğunca erken cevap vermeye gayret ediyorum ama bir yandan da kimseye bir faydam olamayacağı için çok üzülüyorum...Keşke bu hastalığın bir tedavisini bulsalar artık..

2015'e güzel bir şekilde arkadaşlarımızın yanında Balıkesir' de veda ettik. Benim için hayatımın en kötü yıllarından biriydi sanırım. İlk beşi sıralasam 2015 kesinlikle 1 numara olur. 2016 için ise umutlarım vardı, en azından tatil yaparak, bütün gün tv karşısında en sevdiğimiz arkadaşlarımızla tembellik yaparak, yiyerek içerek geçirdik. Sonra tekrar İstanbul tabi..

2016'da pek parlak geçmeyecek sanırım...Bir kaç gün önce malesef  Happy'i kaybettiğimizi öğrendim. Hiç görmeden çok sevdiğim, bütün maceralarını takip ettiğim,  ailesinin boncuğu Happy artık Miskin ile beraber. Eminim birlikte evrenin bir köşesinde mutlu mutlu oynayıp, bol bol bir ağacın gölgesinde kestiriyorlardır...

Bu yazımı ona ve sahibine ithaf etmek istedim. Benim blog yazmaya başladığım dönemlerde http://www.yavrukedibuldum.com/'u henüz keşfetmiştim. Mutlaka bu yazıyı okuyan herkese siteyi henüz keşfetmediyseniz açıp bakmanızı öneririm. Okumalara doyamadığım sahiplerinin de çok iyi insanlar olduğunu  düşündüğüm bir sitedir. Miskin'i kaybettiğim dönemde hep yanımda oldular sağ olsunlar. Aslında hiç bu olay olmadan da bir yazı yazmayı planlıyordum ama kısmet işte şans bana vakit tanımadı.

Happy' de artık ölümsüz bir kahraman. O sahibine böylesine ilham vererek acemi kediciler ve hatta çok deneyimli olan kediciler için bile çok kıymetli bir bilgi kaynağının yaratılmasına sebep oldu . Her macerası her deneyimi başkalarına yol gösterdi belki o çok kıymetli bilgiler, öneriler minik bebek kedilerin hayatını kurtardı ve bundan sonra da kurtarmaya devam edecek.

O adı gibi çok mutlu bir kediydi. Hayatını doyasıya  aynen bir kedinin doğasında olması gibi yaşadı.
Çok çok sevildi ve eminim ailesi tarafından çokça da özleniyor. Benzer yollardan geçen biri olarak insanın kalbindeki kırıklığın tamir edilmesinin hiç te kolay olmadığını biliyorum ve cümle kurmakta öyle zorlanıyorum ki şu anda...Happy'yi bizlerle tanıştırdıkları ve bu harika siteyi yarattıkları için bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Zamanın onlar için bu süreçte çabuk akmasını diliyorum, çokça da sabır...

Umarım bir gün tekrar yeni maceralar ile geri dönerler,

Bu gece iki tane mum yakacağım, biri Miskin biri de Happy için olacak...

Sevgiler,




Popüler Yayınlar

Sayfalar